Karaciğeriyle annesine ‘can’ oldu
Karaciğeriyle annesine ‘can’ oldu
Elazığ’da yaşayan 45 yaşındaki Ceylan Yılmaz’a karaciğer yetmezliği teşhisi konuldu.
24 yaşındaki kızını, 10 yıl boyunca Hepatit B ile mücadele eden ve daha sonra karaciğer yetmezliği çeken Ceylan Yılmaz’a bağışladı.
Kardeşini yıllar önce aynı hastalıktan kaybeden Ceylan Yılmaz, kızının bağışıyla yeniden hayata tutundu.
Ceylan Yılmaz: “Kızım bana ikinci hayatımı verdi”
Buse Yılmaz: “İğneden bile korkuyorum ama bağış yapmaktan hiç çekinmedim”
ELAZIĞ – Elazığ’da karaciğer yetmezliğinde son aşamaya gelen Ceylan Yılmaz, kızı Buse Yılmaz’dan yapılan nakille hayata tutundu.
Elazığ’da yaşayan ve Hepatit B taşıyıcısı olan 2 çocuk annesi Ceylan Yılmaz, 10 yıldır bu hastalıkla mücadele ediyordu. Yılmaz’ın hastalığı 2021 yılında son aşamasına ulaşarak siroza dönüştü. Kardeşini yıllar önce aynı hastalıktan kaybeden Yılmaz’a karaciğer yetmezliği teşhisi konuldu. Kısa sürede organ nakline ihtiyacı olduğu aksi halde hayatının tehlikeye gireceği öğrenilen Yılmaz, kızı Buse’yi kaybetti. Buse hiç tereddüt etmeden karaciğerini annesine vererek annesini hayata döndürdü. Kızının kendisine ikinci bir hayat verdiğini belirten anne Yılmaz, adeta yeniden doğduğunu söyledi.
“Kızım doğrudan ‘Sana vereceğim’ dedi”
1999 yılında Hepatit B taşıyıcısı olduğunu belirten Ceylan Yılmaz, “Kardeşim bu hastalıktan vefat etti. O zamanlar tedavi bu kadar ileri düzeyde değildi. 2010 yılında hastalık tamamen kronikleşmeye başladı. Ben de tedavi altına aldım. 10 yıl boyunca ciddi bir tedavi süreci yaşadık. Bizim için zor bir süreçti. Ailem de çok ciddiydi.” Aşınmış. 2021 yılında ise final aşamasına ulaştım. Hastalık siroza dönüştü. Artık yemek yiyemiyor ve hareket edemiyordum. Tedavi sürecinin ardından ekim sürecine başladık. Eşim ekim sürecinde ilk önce onu vermeyi düşünüyordu. Ailenin tek işçisi olduğu için onu alıp almama konusunda kararsızdık. Her ne ise. Ne olursa olsun vermeye niyetim vardı. Eşim bana çok büyük destek oldu. Muayeneye gittiğimizde doktor Buse’yi gördü ve hücrelerinin daha uyanık olduğunu, sadece bir ay kaldığını, damarların daralmaya başladığını söyledi. Biz Buse’ye bu konuda ısrar etmedik. Doğrudan bana söyledi. “‘Onu sana vereceğim’ dedi. Son dakikaya kadar emin olup olmayacağını sorduk, ben ona hayat verdim ama o bana ikinci hayatı verdi” dedi.
“Sanki yeniden doğmuşum gibi”
Organ nakli konusunda herkesin bilinçli olması gerektiğini belirten Yılmaz, “Kızım gerçekten çok bilinçli davrandı. Anne-baba olarak ona zarar vermek istemedik. Ancak naklin sağlık açısından ona zarar vermediğini gördük. Bu konuda her zaman arkamızda olan Dr. Cem Özcan’a ve sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum.” Teşekkür ederim. Artık gerçekten sağlıklı bir yaşama döndüm. Her şeyi normal yaşıyorum, beslenmem değişti. 10 yıldır hiçbir şey yemedim. Seyahat edebiliyorum, işimi rahatça yapabiliyorum, sanki yeniden doğmuş gibiyim. Canlı donörler ve kadavralar farklıdır. İnsanların bilinçli olması, organ nakli konusunda düşünmesi çok güzel. “Herkese organ naklini öneriyorum. Bugün dünyada ne yaptıklarını soruyorlar. Bir şey yapmak istiyorlarsa en büyük vasıf organ naklidir” dedi.
“Ben iğneden bile korkan bir insanım ama tereddüt bile etmedim.”
Annesine nakil yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Buse Yılmaz, “Biz de annem kadar yıprandık. Annem çok acı çekti. Biz bu süreçte hep onun yanındaydık. Aslında ben karışmadım. hiç.. Doktor benim daha uygun olduğumu söyledi. Hücrelerimiz daha uygundu.. İğneden bile korkan bir insanım ama hiç tereddüt etmedim. Direkt süreçler başladı. Herkes annem kadar şanslı olmayabilir. Bunu hastanede kaldığım süre boyunca gördüm. Kadavradan nakil yapılmıyor ve canlı nakli kabul etmiyorlar. Hayat standartlarım değişmedi. Sağlığımda hiçbir sorun yok. Herkesin böyle bir iyilik yapmasını istiyorum. Organ bağışı gerçekten çok kıymetli. Ben çok mutluyum. Annem sağlıklı ve yanımda. Kaldığımız yerden devam ediyoruz” dedi.
emirdagajans.com.tr